• 2011 yapımı bir drama. freddie highmore, emma roberts, michael angarano, alicia silverstone falan oynuyor. ayrıntılı bilgiye http://www.imdb.com/title/tt1645080/ bağlantısından ulaşılabilir.
  • freddie highmore'un beklenen filmi. bir zamanların küçük veleti bu filmde yetişkin problemlerine kıyısından köşesinden bulaşmaya başlamış gibi bir portre çiziyor. filmde steven spielberg'ün kızı sasha spielberg de oynamaktaymış.

    yalnız, filmin adı "homework" olarak duyurulmuştu başlarda, o adla bekliyorduk, sonrasında değiştirilip bu ad verilmiş.
  • film birçok insanın hayatında bir kere de olsa aklında geçirdiği "ben bunu neden yapıyorum, tüm bunların anlamı ne?" sekansıyla açılıyor. başroldeki oyuncunun bu durumu güzel ve net bir şekilde ifade edebilmesi üstüne üstlük daha lise çağında olması haliyle oldukça ilgi uyandırıyor. fakat daha filmin başında cezbedilen bu ilginiz ne yazık ki filmin devamında doyurulmuyor. başrol karakteri her ne kadar enteresan bir tip olsa da film klişelerden kurtulamamış, ortaya vasat bir yapım çıkmış.

    yalnız bir dipnot olarak belirtmek isterim ki seçilen müzikler çok başarılıydı.
  • trailer'i ile bile insanin gozunu yasartan bir film. merakla bekliyoruz. konu ve kurgu farkli olsa bile yeni bir cash back gibi duruyor.
  • nasıl sanatçı olunur sorusuna "önce garip birisi olursun, neden diye sorar anlam ararsın, sonra aşık olur ve ardından acısını çekmeye başlarsın, zamanla kırgınlık ve kızgınlık geçerken, yavaş yavaş kendini bulursun ve ancak o zaman sanatçı olabilirsin" gibisinden cevap veren film.
  • --- spoiler ---

    anything is possible.

    --- spoiler ---

    hassiktir ordan.

    tanım: tanım: imdb'de 6,4 almış film. (çok bile)
  • hayata yabancılaşan bir lisenlinin dramı. emma roberts yüzünden beklentim fazlaydı ama kısa süresine rağmen filmin sonunu zor getirdim. filmin sunumu da sanki camus'nün yabancısını uyarlamışlar o havalarda. düz bir liseli ve onun ergen sorunları, yabancılaşma, emma roberts'ın her filmde gittikçe artan seksapel dürtüleri ve am var dediler geldik havasına bürünen liselinin esas kızla gelişim süresine girip, tüm sorunlarının yok oluvermesi and nü york. sıradan bir film.
  • george nedense bana hep haulden caulfield'ı hatırlattı film boyunca, pek fazla alakaları da yok aslında kanımca.

    film hakkında söylenilebilecek en iyi şey soundtrack. güzel parçalardan oluşuyor. özellikle delphic - this momentary şaşırttı beni.

    sonuç olarak, emma roberts'ın kötü oyunculuğuna rağmen yine de keyif alınabilecek bir film. sundance tarzı.
  • çok haklı bir soruyla başlayıp sonrasında amerikan rüyasına dönüşen film. filmin kırılma noktasında çocuk annesine "bunu senin için yapıyorum, seni sevdiğim için, senin inandığın şeyleri gerçek kılıp mutlu olmanı istiyorum. aslında hayat bana hala anlamsız geliyor" deseydi bile saygı duyulacak bir film olurdu. ama yok böyle bir replik.
  • tam bir gençlik filmi, sıkılmadan vakit geçirilecek türden. en son august rushda gördüğüm çocuk büyümüş serpilmiş bu filmde de sanatın bir diğer dalına yetenekli oluvermiş. esas oğlanımız hayatı sorgulamaya başlar, boşvererek yaşar sonra bir kız çıkar karşısına ve olaylar gelişir klasik mutlu son ile son bulur.
    --- spoiler ---
    "her yıl 60 milyon insan ölüyor, yalnız yaşar ve yalnız ölürüz. peki neden hayatımı terleyerek, çalışarak, mücadele ederek yaşıyıp ölim ki... vaktimi harcayacağım daha iyi şeyler var..." bunun gibi bir cümle ile açılış yapıp kapanışta vaktini harcayacak şeyin aşka dönmesi ve hiçbir ödevini yapmaz, sorumluluklarını yerine getirmezken üç haftada hepsini tamamlayıp mezun olup resme yeteneği olduğundan sanat okuluna gitmeye kadar vermesiyle derinleşebilecek bir konu yüzeyselleşip gençlik filmi olur.
    --- spoiler ---
    nedense hep filmlerde bu hayatı sorgulayan insanların bir yetenekleri olur, bir parlak zeka olurlar, ağustos böceği gibi yatsa da koca yıl bir anda herşey tastamam olur. hayat telaşı vurduğunda tüm sorgulayışlar unutulur ve hayata çok da güzel tutunulur. bu da öyle bir gençlik filmi işte. ama güzel.
hesabın var mı? giriş yap